4 nesilde 200’den fazla model: Audi direksiyonlarının gelişimi
Sürücü koltuğuna oturduğunuzda, tasarımı, ergonomisi, kontrollere sağladığı ek kolaylıklar ve verdiği duygu gibi birçok kriterin belirleyici olduğu direksiyonlar her araç için farklılık gösteriyor.
Otomobil tarihinde bu kriterlere bağlı kalarak önemli gelişmeler kaydeden ve deri kaplı çelik bir yapıdan, adeta bir kontrol merkezine dönüşen direksiyonların daha ne kadar gelişebileceğinin cevabını, Audi’de uzmanlardan oluşan özel bir ekip veriyor
Yenilikçi bir ruh ve detay tutkusu, Audi’deki direksiyon uzmanlarının çalışmalarını karakterize ediyor. Yerleşim düzeninin tasarlanması ve malzemelerin seçilmesinden, ilk prototiplerin üretilmesine, dayanıklılık testinin gerçekleştirilmesine ve üretim modelinin imalatına kadar yeni nesil Audi direksiyonlarının gelişimi süreci dört beş yıl arasında sürebiliyor.
Otuz yıllık bir süre içinde deri kaplı çelik bir yapıdan üstün tasarım ve kalite standartlarını karşılayan yüksek teknolojili bir komuta merkezine dönüşen direksiyon, Audi markası için son derece özel. Marka, geride kalan 11 yılda, farklı Audi modelleri için 200’ün üzerinde farklı model ve tasarımda, dört direksiyon nesli lansmanı gerçekleştirdi.
Özellik listesinden temel tasarıma
Tasarım ve ergonominin birbirine zıt taleplerini sürekli olarak dengelemek gerekiyor ve direksiyonun kolay tutulması, tanımlanmış ergonomik gereksinimleri karşılaması gerekiyor. Bunu yapabilmek de, geliştirme sürecinin en başında, en iyi çözümleri bulmaktan geçiyor.
Audi mühendisleri, yeni nesil Audi direksiyonu, ilk olarak çeşitli tasarım taslaklarından ve paket gereksinimlerinden geliştirdi. Çok çeşitli işlevleri düzenlemek, bu işlevler için direksiyonu karmaşık hale getirmeden, sürücülerin tamamen yola odaklanmalarına imkan tanıyan sezgisel bir kullanım sunmak, sürecin en önemli bölümünü oluşturdu.
Geliştirme sürecinin ilk adımında geliştirme ekibi, gerekli tüm işlevlerin bir genel değerlendirmesini oluşturuyor. Bir sonraki adım, ilgili işlevleri birlikte kümelemek, kümelerin nerede konumlandırılacağına tahminen karar vermek ve genel tasarımı oluşturma sürecinde uygun kontrol öğelerini seçmek geliyor. Sonuç olarak, modele ve modelin özelliklerine has modifikasyonlara sahip temel bir tasarım ortaya çıkıyor.
Her model için ayrı direksiyon
Bir direksiyonun çalıştırma ve rahatlık işlevleri, her model için özel olarak tanımlanıyor. Örneğin yeni Q4 e-tron’daki direksiyon, 18 farklı özelliği kontrol etmek için kullanılabiliyor. Örneğin, standart direksiyon, kapağı, dekoratif kaplaması, renkleri, uygulamaları ve teknik işlevleri açısından isteğe bağlı modellerden farklı; sadece Q4 e-tron için 16 farklı direksiyon modeli bulunuyor. Bu kompakt elektrikli SUV’da yeni bir özellik olarak, isteğe bağlı olarak düzleştirilmiş bir üst ve alt kısma sahip direksiyon simidi yer alıyor. Tasarım son derece sportif olmasının yanısıra, özellikle göstergenin yeni şekline uyarlanmış ve otomobile binmeyi ve inmeyi kolaylaştırıyor.
Ergonomi, tasarım ve güvenlik kriterleri
Audi’de direksiyon gelişiminde genellikle bir dizi temel ilkeye sadık kalınıyor. Öncelikle direksiyonun şekli ve merkezi, olabildiğince küçük ve kompakt olacak şekilde tasarlanmalı. Direksiyonun çapı, 375 milimetre olarak standart tutulmalı. Direksiyon kesitinin oval tasarımı, kapalı bir avuç içinin doğal çerçevesine karşılık gelmeli ve çapı da yaklaşık 30-36 milimetre arasında olmalı. Sürücü otomobilin gerçek yönlendirme sürecine müdahale etmeden iç fonksiyonları başparmağıyla çalıştırabilmeli. Tasarımın odağında sportiflik olmalı ve direksiyon kolları ince kalması. Ve son olarak da yüzeyler ve boşluk boyutları, Audi’nin kalite standartlarını karşılamalı.
Ayrıca direksiyon geliştirme, sürücü emniyet sisteminin bir parçası olarak, bazıları birbiriyle örtüşse de ülkelere göre farklılık gösteren, yolcu güvenliği ve çarpışma davranışı, tasarım, malzemeler ve yardım sistemlerini yöneten teknik özellikleri içeren 35’ten fazla yasa ve yönergeye uygun olmalı. Dünya genelinde aynı tasarıma sahip olan Audi direksiyonlarının ülkeden ülkeye tek farkı, farklı çarpışma gereksinimleri nedeniyle sürücünün hava yastığıyla ilgili.
Pasif güvenliğe adım: direksiyondaki hava yastığı
Modellerindeki direksiyonu, 1993 yılından bu yana standart olarak hava yastığı ile donatan Audi, pasif otomobil güvenliğinde yeni bir dönemi de başlatmış oldu. Darbe emicinin olabildiğince küçük kalması gerektiğinden, direksiyona bir hava yastığının eklenmesi ilk dönemler tasarımcılar ve geliştiriciler için büyük zorluklar yarattı. Ancak teknoloji ve üretim süreçlerinde gelişmelerle daha fazla alan tasarrufu sağlandı.
Çarpışma testleriyle optimize edildi
Direksiyonlar, bir çarpışma durumunda, direksiyon dişlisi veya paneller gibi parçaların kırılmasına neden olmadan çok büyük baskılara dayanıklı olması gerekiyor. Güç ve çarpışma testi mankenlerinin, çeşitli pozisyonlarda 26 km/s kadar hızlarda direksiyon çerçevesini etkilediği diz penetrasyon veya vücut blok testlerine tabi tutuluyor. Böylece yüksek gerilimli alanların yeri belirlenebiliyor ve özellikle blok yapıları ve duvar kalınlıkları optimize edilebiliyor.
Hissetmek
Direksiyonun verdiği duygu da Audi’de önemli bir rol oynuyor. Isıtmalı ve/veya Hands on detection (el algılama sistemi)’a sahip tüm Audi direksiyonları, sıradışı bir yüzey kalitesi seviyesi ve kaymama hissi elde etmek amacıyla iki katmanlı köpük yastıklamaya tabi tutuluyor. Bu standart, en küçük ayrıntıya ve her kontrol unsuruna kadar uygulanıyor. Sürücüler, son derece hassas döndürme/basma işlemleri veya Audi’ye özgü direksiyon düğmelerinin tıklamasında da bunu hissedebiliyor. Audi tüm bunlara ek olarak malzeme seçiminde de üç kritere odaklanıyor: yüksek kalite, dayanıklılık ve uzun ömür.